Eduport Satış ve Pazarlama Müdürü Bahadır Çelik, Kanada’ya en ekonomik seyahat nasıl yapılacağını anlatıyor:
“Kanada’ya seyahat ederken planlama çok önemli. Eğer bilet almayı son aya bırakırsanız -ki vize almadan bilet alımını da gerçekleştiremiyorsunuz- bu dezavantaj demektir. Gidiş süresi ne kadar yaklaşmışsa fiyatlar da aynı oranda artacaktır. Burada planlama çok önemli. Okul kabullerini zamanında alıp, planlamayı zamanında yapıp, hatta minimum 1 sene önceden uçuş planı yapmak daima öğrenci için kolaylık sağlayacaktır. Eğer dil okulu gibi şeyler planlıyorsanız da en az 6-7 ay önceden danışmanlarınızla irtibata geçip okul başvurularınızı ve kabullerinizi alırsanız, uçuş fiyatları sizin için çok daha makul olacaktır. Eskiden direkt uçuşlar THY’nin haricinde Air Canada’dan da vardı ama artık yok. Direkt uçuşlar THY’den var, o da tekel olduğu için fiyatlar oldukça yüksek. Eğer öğrencinin daha önceden -Avrupa’ya bile olsa- yurt dışı tecrübesi varsa aktarmalı uçuşları tavsiye ediyoruz. Uzun uçuşların yorucu olması ve aktarmalı uçuşlarda dinlenme şansının olması da ekstra avantaj sağlıyor hem de yarı fiyattan daha düşük fiyata bilet bulma şansı oluyor. Aktarmayı herhangi bir şehirde alabilirsiniz. Normalde Kanada vizeniz yoksa Avrupa’da Schengen vizesi yahut transit vize istenir. Ama Kanada ve Amerika gibi ülkelerin vizesine sahipseniz transit vizelere ihtiyacınız olmuyor. Fakat bazı küçük havalimanlarında transit uçuşlar yapılacakken yolcular bazı küçük bölmelere alınabiliyor. Bu sebeple çok küçük havalimanı seçmemeye de özen göstermek gerekiyor. Özellikle de kişinin İngilizcesi çok iyi seviyede değilse anlatılan şey anlaşılamayabilir ve sorulara yeterli cevaplar verilemeyebilir. Bu sebeple mümkün olduğunca büyük havalimanları; sözgelimi Frankfurt havalimanı, Amsterdam havalimanı, Londra havalimanları, Paris havalimanı gibi büyük havalimanları tercih edilmelidir. Bu aktarmalı uçuşlar çok daha makul ve mantıklı olacaktır.
Bu başlıktaki çok önemli hususlardan birisi de aktarma bileti alacak kişilerin Türkiye’den giden uçuşun aktarma mevkisine inmesi ile diğer uçuşun kalkış saati arasında en az 3 saat olmasına özen göstermesi gerekliliğidir. Aktarma yaparken bağlantılı uçuşlar alınması daima daha avantajlıdır. Böyle olduğunda valiz ve buna benzer işlemlerle de uğraşmaya gerek kalmayacaktır. Bunlar otomatik olarak aktarılıyor. Kişinin tek yapması gereken transit uçuş tabelalarını izleyerek gerekli kapılara gitmek ve orada uçuşu beklemekten ibaret oluyor. Uluslararası uçuşlarda bazen yarım saat kala boarding kapanabiliyor. Bu yüzden de Türkiye’den giden uçuşta 1-2 saatlik bir rötar kişinin diğer uçuşu kaçırmasına yol açabilir. Bu sebeple aktarmalar arasındaki arayı mümkün olduğunca 2,5-3 saat olarak planlamak en iyi seçim olacaktır.”
Bahadır Çelik’in konu hakkındaki videosunu izleyerek daha detaylı bilgi alabilirsiniz!