Malta Kültürü Hakkında Bilmeniz Gerekenler

yazar:

kategori:

Malta, yıllar boyunca pek çok farklı kültürün etkisinde kalarak kendi kültürünü oluşturmuş bir ülkedir. Fenikeliler, İspanya, Yahudi, Fransız ve İngiliz gibi pek çok kültürün etkisi altında kalan bu ülkenin oldukça karma bir yapısı bulunmaktadır ancak Malta halkı yine de kendi kültürlerini korumayı başarabilmiştir. Malta’ya gitmeden evvel bu yazımızı mutlaka okumalısınız. Çünkü bu yazımızda sizin için Malta kültürünü oldukça yakından inceledik. Buyurun yazımızın devamına;

Genel Bilgi

Malta, oldukça yoğun bir din kültürünün yaşandığı bir ülkedir. Nüfusun %95’lik kısmından fazlası Katoliktir. Pazar ayinlerine gitme alışkanlığı oldukça yaygındır. Din kültürünün toplum üstündeki etkisi oldukça baskındır. Bu sebeple gittiğiniz zaman buna şaşırmamanız gerekir. Ülkede çok sayıda kilise bulunmaktadır.

Bunun dışında Maltalılar genellikle çok yardımsever ve misafirperver insanlardır. Bunun en büyük sebebi ise ülke ekonomisinin turizme son derece bağlı olmasıdır. Gelen turistlere ülkede oldukça yüksek bir ilgi gösterilmektedir. Malta’ya gittiğiniz zaman güler yüzlü ve yardımsever pek çok insanla karşılaşmanız oldukça olası bir durum olacaktır bu sebeple şaşırmamanızı öneririz. Ancak yine de muhafazakar bir yapıya sahiptirler ve gelecek olan turistlerin yeni alışkanlıklar ve yeni kültürler getirmesinden çok hoşlanmazlar.

Malta’da siyaset oldukça ön planda olan bir konudur. Halkın tamamı siyasete ilgilidir ve özellikle seçim dönemlerinde neredeyse konuşulan tek konu siyasettir.

Malta halkı dışarı çıkmayı fazlasıyla seven bir halktır. Özellikle yaz aylarında, gün boyunca yüzerek ya da akşamları kumlu veya kayalık plajlarda barbekü yaparak zaman harcarlar. Deniz, bu ülkedeki kültürün önemli bir parçasıdır.

Yabancıların Malta kültürü üzerindeki etkisi

  • Eski Fenikeliler

M.Ö. 700 civarında Malta’da, kolayca erişilebilen Malta adalarındaki çeşitli limanlarla ilgilenen Eski Fenikeliler yaşıyordu. Yaklaşık iki yüz yıl içinde (M.Ö. 500) Malta bir Punic kolonisi haline gelmiştir ve Fenikeli izleri bugün bile Malta kültürü, gelenekleri ve dilinde bulunmaktadır.

  • Malta kültürü üzerindeki Roma etkileri

Malta, M.Ö. 218 ile 395 yılları arasında Roma kontrolü altındaydı. Roma egemenliğinin ilerleyen dönemlerinde Roma’nın Malta’nın iç meselelerini kontrol etme yetkisi bulunmaktaydı ve hatta kendi para birimlerine bile geçilmiştir. Paul’un ünlü batık gemisi bu dönemde gerçekleşmiştir ve Katolikliği Malta’ya getiren ve Malta kültürünün bir parçası olarak dinin temellerini atan Malta Kilisesini kuran kişi St. Paul olarak tarih sahnesinde karşımıza çıkmıştır.

Roma İmparatorluğu 395 yılında yıkıldığında, Malta, Konstantinopolis’ten yönetilen eski Roma İmparatorluğu’nun doğu kesiminin altına yerleştirildi.

Hükümetteki bu değişiklik, birkaç Yunan aileyi Malta’ya getirmiştir ve bugünün Malta kültüründe hâlâ mevcut olan çeşitli gelenekler, atasözleri ve batıl inançlar bu sayede kültürün için eklemiş oldu.

  • Arap istilası

870 yılında yaşanan Arap istilası, Malta halkı ve kültürleri üzerinde ciddi bir iz bırakmıştır. Zamanın acımasız Arap baskıcılarının Malta adalarının nüfusu üzerinde yıkıcı bir etkisi olduğu söylenebilir. Bazı tarihçiler, işgal sırasında ve sonrasında pek çok Maltalının öldürüldüğünü ve diğerlerinin köleliğe mahkûm edildiğini veya Sicilya’ya kaçtığını iddia etmektedir.

Öyle ki, ülkede nerdeyse hiç insan kalmamıştır ve Arap istilacılar için sadece doğal kaynaktan olan bir ada kalmıştır. Yaklaşık 1090’da Norman istilası Arap hakimiyetinin sona ermesine sebep olmuştur ancak bu olaydan sonra malta nüfusunun büyük kısmı Araplardan oluşmaya başlamıştır. Günümüzde Arap istilasının etkileri hala birçok Malta kasabası ve köyünde görülebilmektedir.

  • John Şövalyeleri

John Şövalyeleri’nin (Malta Şövalyeleri olarak da bilinir) egemenliği süresince, Malta nüfusu önemli derecede arttı. 1535’te yaklaşık 25.000’den 1632’de 54.000’i aştı. Birincil nedenlerden biri, sağlığın ve refahın iyileşmesiydi, aynı zamanda bu nüfus artışı üstünde Batı Avrupa’dan gelen göç de hakimdir.

Mimari ve sanatsal süsleme ile Malta kültürünün gelişmesini göz önüne alırsak, St. John Şövalyeleri dönemi genel anlamı ile Malta için Altın Çağ olarak anılır. Malta’nın genel sağlık, eğitim ve zenginliğindeki çeşitli ilerlemeler, Malta’nın Altın Çağı olarak adlandırılması üstünde etkilidir.

Şövalyeler, başta başkent Valletta ve Valletta Grand Harbour olmak üzere, birçok yerde ilgi gören, Malta kasaba ve köylerinde Rönesans ve Barok mimarisini yarattı. Eğitim alanında ise Şövalyeler, günümüzde Avrupa’nın en eski üniversitelerinden biri olan Malta Üniversitesi’ni kurmuştur.

Şövalyeler Malta’yı Napolyon Bonaparte güçlerine teslim ettikten sonra 1798’de Malta Fransız hakimiyetine geçmiştir. O zamanlar, Malta nüfusu 114.000 kişi olarak kaydedilmiştir.

  • Malta Fransız yönetiminde

Fransız yönetimi altındaki dönem oldukça kısa olmasına rağmen (1798-1800), bu dönemin Malta kültürü üzerindeki etkisi çok önemlidir. Bazı Fransız kelimeleri ve ifadeleri Malta diline dahil edilmiştir. Örneğin;  Bonakh (“iyi günler”) ve bonswa (“iyi akşamlar”) gibi kelimeler bugün hala kullanılmaktadır. Malta’ya Napolyon tarafından altı gün içinde bir Anayasa ilan edildi, kölelik kaldırıldı, bir orta öğretim sistemi kuruldu, üniversite sistemi neredeyse tamamen revize edildi ve Malta’nın yasal sistemi yeni bir Medeni Kanun uyarınca geliştirildi.

Bununla birlikte, Fransız yönetimi sadece Malta ve halkına iyileştirmeler getirmedi. Malta kiliseleri, altın, gümüş ve değerli sanatlar açısından soyulduktan sonra arandı ve bu da bir dizi Malta vatanseverinin idam edilmesiyle sonuçlanan ayaklanmaya yol açmıştır.

  • Malta’daki İngilizler

Malta’nın kültürü, dili ve politikası 1800’lerden 1964’e kadar İngiliz yönetiminde köklü değişiklikler geçirdi. Malta’nın İngiliz İmparatorluğu’na eklenmesi, Malta halkının Fransızları Malta adalarından atmak için girişiminde bulunduğu gönüllü bir talepti.

Akdeniz’in merkezindeki stratejik konumu, Malta’yı İngiliz güçleri için mükemmel bir istasyon haline getirirken Süveyş Kanalı’nın açılması Malta’nın bir tedarik istasyonu ve deniz üssü olarak önemini daha da artırmıştır.

İngiliz egemenliği 1964’te sona ermiştir ancak Malta kültüründe izleri ve etkileri hala görülebilir. İngilizce kelimelerin Malta versiyonları genelde daha resmi bir dille kullanılırken, daha zengin aileler sıklıkla hanede kullanılan birincil dil olarak İngilizceyi kullanmaktadır ve hatta günümüzde Maltaca bilmeyen çocuklar yetiştirilmektedir.

  • Malta’nın Bağımsızlığı

21 Eylül 1964’te Malta bağımsızlığını kazandı, ancak İngiliz kuvvetleri on beş yıl daha adada kaldı. Bağımsızlıktaki bariz gurura rağmen, ayrılma her iki tarafta için de yine de hüzün verici bir olay olmuştur. İngilizlerin adadaki asıl kalıcı etkisi, İngilizcenin hala Malta’da oynadığı merkezi rolde görülebilir: İngilizce, Malta’nın iki resmi dilden biridir ve Malta Üniversitesi’nin derslerin çoğu İngilizce dilindedir. Ayrıca, her gün yayınlanan üç İngiliz gazetesi bulunmaktadır ve çeşitli radyo ve televizyon istasyonları, bugün burada yaşayan iki dilli topluma hitap eden İngilizce programlar yayınlamaktadır.

Kısacası toparlamak gerekirse binlerce yıllık bir kültüre sahip olan bu ülkede pek çok başka medeniyetin etkisini kolayca görebilirsiniz. Hayatın her alanında görebileceğiniz bu etkilerin harmonisi sizi fazlasıyla etkileyecektir. Bu sebeple bu ülkeye hemen bir gezi düzenleyin ve binlerce yıl içinde oluşmuş olan bu inanılmaz kültürü mutlaka ziyaret edin.

İngilizlerden, Fransızlara ve hatta Araplara kadar bu uçsuz kültür karması sizi içine çekecek ve ülkenin hem mimari hem de doğal güzellikleri ile sizi büyüleyecek. Eğitim, iş ya da her ne amaçla olursa olsun bu ülkeyi mutlaka görün!